'Kizginim' yazisini yazdiktan sonra bir sure dusundum nasil sakinlerim diye, hem gulmek istiyorum hem de klasik muzik dinleyip sakinlemek istiyorum, aklima Danny Kaye'in NewYork Filarmoni Orkestrasi yararina yaptigi 1981 tarihli gosteri geldi, actim youtube'dan bir tasla IKI kus!
Gosteri bitince bir kere daha 'eski' TRT'ye hayir duasi ettim! Ben 1975 dogumluyum, 3 yasindayken hatirladigim bulanik sekilleri sayamadigimiz icin ilk hatirladigim tabiiiiii ki 'Uykudan Once - Adile Nasit', her aksam yemek sonrasi beklerdim ki benim ismimi de soylesin! Ben hatirlamiyorum ama soylemis birgun :-) Sonra reklamlar, ozellikle karikatur olan Izocam reklami (vizontele filminde gordum en son!). Herkese ayri kanal, herkese ayri TV olan bir donem olmadigi icin yayinlar aile icerikliydi tabii, ben sahsen cok yakindan takip edemesemde buz pateni yarismalari ve olimpiyatlarina bayilirim. Katarina vit abla idolumdu mesela! Sonra arasi kopuk, annem TV meraklisi bir kadin olmadigi icin babam gelene kadar acilmazdi, ben de oyle alistim. Yalova'ya tasindiktan sonra hatirliyorum TRT2'yi, sonra 3'u ve 4'u! Kumandanin babamda oldugu yillar; Haberler, Icraatin Icinden, Ben Bilirim yarisma programi, Perihan Abla, Sohbet programlari (hatirladigim kadari ile talk show sekline Cem Ozer'le giris yaptik! yoksa Halit Kivanc, Orhan Boran bu isi gayet guzel goturuyordu! Ugur Dundar'in iste hayatiniz programi vardi, veya baris Manco'nun 7'den 77'ye, magazin programi yoktu!)
Hafta ici erken yattigimiz icin haftasonuna kalirdi TV sefamiz, mesela TRT2 daha cok verirdi cizgifilim. klasik bir pazar soyle olurdu bizim evde;
Sabah kalkilir, kahvaltidan once veya sonra sirasini hatirlamiyorum tam ama 'Ucan Kaz Nil' seyrederdik veya Clementin sonra Orhan Boran'li dakikalar en cok onu severdim cunku eski efsaneleri anlatan Japon cizgi filimler olurdu en sonunda, ve mutlaka Pazar Konseri. babam klasik muzik cok sevdigi icin Pazar Konseri kacmazdi.Hikmet Simsek'e herkes sinir olurdu, etrafimda kimse hatirlamam oturup seyretsin, ama ben klasik muzigi, Danny Kaye'i, Victor Borge'yi, Zubin Mehta'yi ve digerlerini orada sevdim.
Sonra kumanda bana gecti, temel saglam oldugu icin, kaynak mukemmel oldugu icin, haftasonlari 'Iki filim birden' kusaginin, Muppet Show'un, Muzik Programlarinin, Siir dinletilerinin muptelasi olduk. Arada kaciyordu tabii, Kole Isaura'nin varligindan Girgir veya Hbr mizah dergisi sayesinde haberim oldu ama Marianna'nin en az 3 bolumunu seyretmisimdir! Bir de su unlu sarkiciya asik olan cirkin kiz konulu brezilya filmi vardi, onu da seyrettim (uc bolumden fazla) itiraf ediyorum!
Buyuduk, universite, adam olacagiz filan derken, gunduzleri (iki filim birden kusagi ve belgeseller haric) TV seyretmeme huyu devam ederken aksamlari da 'bar aliskanligi' edindigim icin hic alakam olmadi amaaaaaa Siyaset Meydani ve Ceviz Kabugu ozel randevu ile seyredilirdi! Yelizcigimle beraber, O Girne'de ben Magosa'da telefonlari acip butun siyaset meydanini telefondan beraber seyretmisligimiz vardir! Konular ilginc ve seviyeli tartismalar oldugu icin icimiz kan aglayarak degil, ogrenerek seyrederdik. Hulki Cevizoglu ile kim evlenecek kavgalari karsilikli fikir alisverislerimizin onemli bir kismini olustursa da kisisel gelisimimizi etkileyen, bilincli birer birey olmamizi saglayan programlardi onlar.
Hicbir zaman dizi fanatigi olmadim ama Memoli itina ile takip edildi, Ikinci Bahar icin programlar iptal edildi tabii! Bizimkiler, Ferhunde Hanim ve Kizlari rast geldikce seyredildi. Sehnaz Tango'ya sarmadim, Super Baba'ya da ama muziklerine sarildim o ayri :-) Yabanci dizilerden Alf tabiiki favorimdi! Serseri bir tip olmasi disinda Musfik Kenter'in seslendirmesi de eminim etkilemistir. Mavi Ay Bruce Willis'in hayatinda donum noktasi oldugu gibi benim hayatimda da gece gec saatlere kadar oturabildigim bir donemi isaret ediyor! Sonrasinda Guzel ve Cirkin; Vincent! Ne yakisikli bir canavardi o bea! Hafta sonu gece yarisinda babamla seyrettigimiz boks maclari ayri bir keyifti, eski boksor oldugu icin anlatirdi bana ne nasil olmus, hangi vurus ne demek filan diye, hala cok severim guzel bir boks macini seyretmeyi. Fighter filminde sinemada yerinde ziplayan bir ben vardim!
Tv seyretmeye merakli olmayan annem inanilmaz bir radyo meraklisidir, o yuzden sabah polis radyosu ile acilan radyo, arada tiyatro temsilleri, klasik muzik, cocuk oyunlari, haberler derken aksam uzerine kadar acik dururdu, aksamlari da babam gittikten sonra muzik programlari en onemli eglencesiydi annemin, o yuzden Turk Sanat Muzigine ve Turk Halk Muzigine karsi hala sevgim buyuktur. Heavy Metal dinledigim donemlerde bile vazgecmedim bu ilgimden, her nekadar universite yillarinda Turkce Pop 'bar kulturumuzun' ayrilmaz bir parcasi olmus olsa da muzigin her cesidinden zevk almayi ogrendim zamanla. Babamin jazz ve pop plaklari, annemin radyosu, uzerine Kucuk Hayat Ansiklopedisi, Blue Jean dergisi, Kucuk Kalp, Binbir Gece Masallari, Dede Korkut hikayeleri, Aziz Nesin kitaplari ile buyuyen bir cocukluk, lise ve universitede sosyal hayatini lokal muzik guruplari ve tiyatrolar arasinda geciren bir yeni yetme donemi ardindan yengen usulu tost kivaminda bir olgunluk! Su demek oluyor: i-pod'umda yanlislikla (iznim ve kontrolum olmadan) shuffle yaparsaniz sirasiyla sunlari dinleme olasiliginiz var:
Zeki Muren
Bueno Vista Social Club
Metallica
Yeong wook-Jo
Jerry Reed
Celik (afedersin albumu lutfen!)
Ferdi ozbegen
Shantel
Goran bregovic
Brahms
Daha devam edeyimmi, ambele olun! Tabii bu kadar cesitli muzik aliskanligi filim - ozellikle yabanci filim - sevgimden kaynaklaniyor, her duydugum filim muzigine atliyorum elimde degil, o yuzden Goksel Baktagir dinlerken bir anda Mongolian Throat Singer basliyor veya arada antik cerkez danslari muzigi dinlerken hip hop calabiliyor! Shuffle in my i-pod is no good my friends!
Cooook uzun bir yazi oldu, sevmiyorum bu kadar uzun yazmayi ama bu konuyu uzun zamandir toparlamak istiyordum, aklima baska gelmeyen bir suru yayin vardir eminim ama TRT benim icin hep bir numara olmustur, su anki tutumlarini begenmesem de ben bir TRT cocuguyum, bunu her zaman gururla soyledim ve etrafimda ki diger TRT cocuklarina da ayri bir zaafim olmustur. Kayiririm, aleni ayrimcilik yaparim :-)
Hadi eyvallah, ben biraz Ruhi Su dinleyeyim....sonrasi Allah kerim.....bu aralar Angela Hadenbach'a sardim (cinnamon and clove!) o da olabilir.
NOT! Aman tanrim, 'Kecioren Cicekli Park'miydi neydi kartallarla yunuslar yarisirdi filan! Laurel & Hardy, Chaplin, Karagoz ile Hacivat, Orta Oyunu, Olacak O Kadar'i unutmusum! Aklima filimler geliyor ama o baska bir yazimin konusu olacak!
Stephan Hantel'i ben de pek severim o İstanbul'ın kadrolu Dj'yidir. Kendisini canlı dinledim iki kez ama soramadım pek müzik yüklüydü ortam :))
YanıtlaSilStephan Hantel kimki? Bende mi varmis diye google yaptim! Bu kadar da bilirim ne dinledigimi!!!!!
YanıtlaSilBare yorum yazarken bir katkımız olsun dedik fena olmadı ama :))
YanıtlaSilBuz patenini nasıl atladım ben ya?:) Seyreder seyreder ayağımızda paten olmadan aynılarını yapmaya çalışırdık:) Bir de 23 Nisan günü o uluslararası töreni kaçırmazdık, o da önemliydi bak. Dans eden çocukları taklit ederdik. Şimdi çocuklar hayatta yapmazlar bunları:)
YanıtlaSil