Dönülmez akşamın ufkundayız azizim
Arap aklıyla bize akıl vermeye kalkıyorlar ama “alkol” kelimesinin kökeni Arapça.
Kullanmamak lazım.
Hatta, yasaklansın.
Rakı ise, özbeöz Türk.
“Ne malum?” derseniz.
Nerede, ne zaman ve kim tarafından icat edildiği bilinmiyor. Oradan malum. Eğer, biz Türklerden başka bi
milletin icadı olsaydı, yazılı tarihi olurdu, şeceresini bilirdik!
Şampanyanın mucidi Fransız keşiş, Dom Perignon, 1638'de dünyaya gelmiş mesela. Evliya Çelebi'nin 1635 tarihli
seyahatnamesinde “rakı” geçtiğine göre, şampanyadan eski demek ki.
Yani?
Şampanyayı icat eden Dom Perignon, kundakta ana sütü içerken, biz aslan sütü içiyorduk!
Başka
“aydınlatıcı” veri var mı.
Var.
Memleketi “ampul” yönetiyor ama, elektriğin ampulden önce rakıya faydası olmuştu. Çünkü, elektriğin icadıyla
birlikte “buz” üretildi. Buz üretilince, “rakıya niye buz koymuyoruz azizim?” keşfi yapıldı. Bu tarihi keşif
neticesinde, rakının üstüne buz koymak için daha uzun bardağa ihtiyaç oldu. Zahmet edip özel bardak icat etmek
zor geldiği için, pratik Türk zekâsı devreye girdi, “limonata bardağı ne güne duruyor muhterem” keşfi yapıldı.
“Asil”dir rakı...
Bakın, 1900'lü yıllardan bir davetiye aktarayım size: “Muhterem efendim, teşrin'i saninin 21'inci gününe müsadif Cuma akşamı, Hristo'nun Meyhanesi'nde taam eylemek ve hususi bir eğlence tertip ederek vakit geçirmek istiyoruz.
Sizi pek seven cümle dostlarımız teşrif edeceklerdir. Binaenaleyh, icabetiniz bizim içün mücib-i şeref
olacaktır. Bu lütfu bizden esirgemeyeceğiniz ümidi ile takdim-i ihtiram eyleriz efendim. Pera sahaflarından
Şener Efendi.”
Nezakettir, zarafettir.
Adab-ı muaşerettir.
“Milli”dir.
Üstelik, AKP'nin “milli”sidir.
Bu arkadaşların döneminde “milli” oldu. Rakıyı “milli içki” olarak tescilleyen Türk Patent Enstitüsü Başkanı, o
makama, AKP tarafından atandı... Eşi de, AKP milletvekili. Ki o milletvekili, Suudi Arabistan Riyad Eğitim
Fakültesi
İslami İlimler
mezunudur iyi mi...
Dolayısıyla, “rakı balık Ayvalık” gibi, zincirleme reaksiyonla, AKP'nin “milli”sidir!
“Rakı içeceğinize meyve yiyin, kavunun yanına 35'lik salkım açın”
filan gibi gayriciddi yaklaşılamaz ona.
Ciddiyet ister. Fava, pilaki, şakşuka,
memleket “meze”lesidir.
Yurtseverdir.
İki tek attın mı “n'olacak bu memleketin hali?” diye endişelenmezdin
aksi
olsa.
Evrim Teorisi'nin kanıtıdır, fazla kaçırırsan, özüne dönersin, maymun olursun. Bilimdir.
Maymun değilsek bile; ne anlamı var onsuz, radika'nın cibes'in turpotu'nun, inek miyiz biz? Madem gıcıksın
rakıya, niye balık avlıyorsun boşu boşuna? Şerbetle mi yiyeceksin lüferi?
“Fevkalade”dir.
“Aliyül'ala”dır.
1926'da üretime başladığında, rakılarına bu isimleri koymuştu Tekel.
Kadındır. Cumhuriyet'in ilk yıllarında “Sevim, Elif, Hanım, Denizkızı, Üzümkızı, Jale” isimlerini taşırlardı.
Botoks'tur aynı zamanda. Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır, en kaknemi bile bir başka görünür gözüne, içilir,
güzelleşilir.
Hayatın anahtarıdır. Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar. “çilingir”
sofrası denmesi, ondan. Kontörsüz muhabbettir. Kahkahadır.
İçki içen, neler yaptığını hatırlamaz; rakı içen hatırlar. Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk'tir
çünkü. Tıp bazen çaresizdir. O ilaçtır. Gurbete bile iyi gelir.
Herkesin gençlik hatası olabilir, bira içersin. Sonradan para kazanınca, şarap içmeyi matah zannedersin.
Amerika'da kamyon şoförlerinin içtiği viskiye Etiler'de, Reina'da kamyon parası ödersin, ayrı. Kürkçü
dükkânıdır.
Döner dolaşır, gelirsin.
Çocuktur. Ağlarsın.
Orhan Gencebay'dır. Entel dantel barlarda dinlemeye utanırsın. Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin.
Tatlıses'tir. Realite'dir.
Peynir, Rakı, Kavun, PRK, örgüttür.
Ama, bölücü değil, birleştirici örgüt. Türk'ü de içer, Kürt'ü de, Laz'ı da, Çerkez'i de, Ermeni'si de, Yahudi'si
de. Rumlar öyle meze yapar ki, AB'ye almasalar da helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir.
Orhan Veli'dir. “Şiir yazıyorum, şiir yazıp eskiler alıyorum, eskiler verip musikiler alıyorum, bir de rakı
şişesinde balık olsam”dır. Şiirdir. Dönülmez akşamın ufkudur aynı zamanda.
Ve, Mustafa Kemal'dir.
Rakı içiyordu diye “sarhoş” demeye getiriyorsan eğer, “sarhoş kafayla kurup yücelttiği memleketi, ayık kafayla
niye yönetemiyorsun?” diye sorarlar adama!
Oof, çok uzattım...
Vakit tamam, güneş batmak üzere, bana müsaade, cümleten şerefe.
YILMAZ OZDIL
Özdil yine 12'den vurmuş!
YanıtlaSilHerr-zam-maaaaan :-)
SilAdamın hasısın sen Özdil :))
YanıtlaSilSizden iyi olmasin sekerim...:-)
Siliyi oldu bu!
YanıtlaSilEvek!
Silyuh olsun bana bugün Perşembe ve daha yeni göz atabiliyorum!
YanıtlaSilYattigimiz yeri bilmiyos kizim, ne bilogu!!!
SilArti; bugun persembe ve ben hala gulentesideyim!!!
SilYani!
Ben nasıl geriden geliyorum böyle! Misafirlerim var ve dünyadan koptum. En azından kesintili takip edebiliyorum:)
YanıtlaSilGüzel bir yazıymış:)
Gec mec ne farkeder, geliyosun ya :-)))
Sileh bir tek atmak lazim karsilikli :)
YanıtlaSil