Neye niyet, kime kismet :-)

Uzun zaman once yapmaya karar verdigim ufak bir kacis planim Kansas City'de noktalandi. Bundan aylar evvel, Bolat'in sayesinde tanisip bir anda kaynasiverdik Olcay ile. Ayni memlekette farkli eyaletlerde olmamiz bizi daha cok yakinlastirdi sanirim, ha bir de semizotu ozlemi, eski dostlar, Istanbul sevgisi ve daha niceleri :-)

Dedim ya kacis plani idi bu, spontane ruhlu fakat spontane hareket edemeyen bir Boga burcu kadini olarak ucaga bindigimde bile kendimde degildim. Havaalaninda Ozlem'i tacize basladim zaten, tatile cikmaktansa kor bir adamin pesinden gitmek daha mantikli geliyordu bana, o kadar uzak kaldim ki bu ozgurluk hissinden, Viken neredeyse kovarak ugurladi beni :-)

Ucaktan inip Olcay'in arabaya binince hepsi uctu gitti, sanki biz ayni sehirde ayni apartmanda yan yana yasiyormusuz da ben yolculuktan gelmisim beni almaya gelmis gibi hissettim! Gurbet mi bizi bu kadar duygusal yapiyor, biz mi yaslaniyoruz bilmiyorum ama bence imkansiz olasiliklar bazen gercek oluyor hayatta, bizim karsilasip benim 'cebren ve hile ile' bu yolculuga cikmam ve sanki ilk defa degilmis gibi hissetmemin baska bir aciklamasi yok!

Kucuk bir alisveris, ardindan evde mola verdikten sonra hemen kendimizi Greek Festivaline isinladik. Tabii her iki lafin arasinda Ozlemaki'nin kulaklarini booool boool cinlatarak. Olcay'in belki de hayatimdaki en onemli kismetlerden birini kacirmami saglamasini saymassak cok eglendik! O hikayeyi onumuzdeki Gulentesi'ye birakiyorum! Neyse, Greek Festival'de cenemiz konusmaktan durmadigi icin sadece 'kofte doner' yiyip, Yunan birasi icip donduk! Masamizi hazirladik, meyvelerimiz ve sarabimizla beraber sohbete dalmadan en yukaridaki resmi cektik sizin icin.

 Allahim ne kadar kotu oynuyorlardi anlatamammmmm! Yani inatla Yunan Halk Oyunlari'nin bu kadar kotu olmadigina inanmak istiyorum! Lutfen olmasin!

Ozlemaki eger burada olsaydi yemin ediyorum dagitirdi buralari :-)))))

Ertesi sabah, Olcay'in 'BAHCE'sindeki hain semizotuna selam ederek cok guzel bir kahvalti yaparak attik kendimizi disari. Once The Nelson-Atkins Art Museum'a gittik ki onu yarin yazacagim cunku bir suru resim cektim ve detay vermem lazim.

Harika bir gezi idi, yalniz muze icinde dugun filan vardi (biz 3 adet gelin/damat saydik ?????) kapanisa 15dk kala sutladilar bizi hehehe ama gezilmesi gerek en onemli kismi gezdik. Sonra oradan OKLAHOMA JOE'S BBQ restaurant'ina gittik! Evet, haklisiniz bu da ayri bir yazi konusu ve bunu coooooook hakediyor!

Sonra oradan bastik Plaza diye anilan bolgeye gittik ve yediklerimizi (az gelmesine ragmen) sindirmek icin yuruyus yaptik. Iste bizim Bagdat Caddesi ile Nisantasi birlesimi bir yer, bayagi buyuk o yuzden boyle bir benzetme yaptim. Bolgeyi Ispanyol sehri gibi yapmislar, her bina her dukkan ayri suslenmis ve her yer isil isil, kesinlikle kendinizi Miami'de filan zannedeceginiz bir atmosfere sahip.

 Kravatli pecete satan cocuklari gorebilirsiniz arka planda!!!!

 Anthropolgie Olcay'in en favori dukkani, Bubu'nun da agzinin sulari akacak diye dusunuyoruz :-)

 Kagit dukkani maalesef kapaliydi, yoksa iyiki kapaliydi mi demeliyim ???

 Irish Pub bizim yoreye ozgu, yabancilik hissetmedim hehehehe!

 Tabiiki binalar kendi halk modtifleri degil ama bir sehrin guzellesmesi saglanmis!

 Her yer ciceklerle donatilmis ve hepsi cok guzel planlanmis.

 

Krishna kardesler! Budist rahiplerden zenci olani cok begendik! Sonra bastan ikinci olani bakti pek bir ilgiyle seyrediyoruz geldi yanimiza sarkiya eslik etmemizi rica etti, 'hare krishna' diye soyledik, dedik zenci arkadasin adi ne pek guzelmis  hahaha yok demedik oyle ama biz takildikca adam konustu, anlatti, bize kitaplar verdi, ertesi gunki toplantiya davet etti, sonra nerelisiniz diye sordu, Istanbul deyince aaaa ben ordan gectim, orayi col saniyordum halbuki degilmis deyince butun isilti ve pirilti sondu tabii! Neyse saka bir yana pozitif insanlarla karsilasmik olmaktan ve zenciye bakmaktan dolayi mutlu olduk :-)))

 Roma'dan sonra en cok cesme bu sehirde varmis, gercekten cok guzellerdi ve bazilarindan kirmizi bazilarindan  bordo renkli sular akiyordu, Capon Tursit gibi herseyi cekmisim bir tek cesme olarak bunu cekmisim! Insaf yani!

Benim klasik Starbucks ziyaretlerimden birini yapip, bir iki dukkana soyle bir bakip oradan bulurmuyuz, bulmazmiyiz diyerek Art Fair'e gittik. Bizim burdaki buyuk festival de kurulan standlardan kurulmus, bir suru sanatcinin sergi actigi bir panayir dusunun oyle bir yer idi. Profesyonel sanat uzmani olarak Olcay ve yeteneksiz ama sanat gozu yuksek biri olarak ben, cok etkilenmedik aslinda, bir iki sey disinda daha cok lafladik bile diyebilirim ama gunun ozetini Olcay cok guzel koydu: 

-Yahu, bugun muzede gorduklerimizden sonra beyin daha asagisini kabul etmiyor, hicbirsey begenmiyoruz!

Haksiz degildi vallahi, panayirdan ciktik, ufak bir sehir turu atip evimize donduk. 

 Star isimli gazete binasi, tamamen seffaf :-o

Ertesi gunu yine guzel bir kahvalti ve sohbet sonrasi attik kendimizi evden disari, amacimiz yine Oklahoma Joe'ya gidip sandwich yemek ve havaalanina gitmek ama dukkan pazar gunleri kapaliymis, uzuntu ve muz kabugu diyerek baska biryerde Italyan lokantasina gittik, guzel bir yemek yedik ve ben eve donus moduna girdim...Havaalaninda beni karsilayan 'hortum' isaretini bu sefer gulumseyerek karsiladim, zira ilk defa geldiginiz bir sehirde ucaktan adim atar atmaz karsiniza 'hortum siginagi' diye bir yazi cikarsa ev arkadasiniza soyle bir mesaj atiyorsunuz:

-Aman tanrim, burada hortum siginagi var oglum! Starbucks yok ama siginak var!

http://www.flickr.com/photos/nobueno/1506219087/http://www.flickr.com/photos/nobueno/1506219087/

Neyseki, Dorothy gibi havalara ucmadan, veya hortum sayesinde degil de ucak ile eve dondugum icin mutluyum diyelim :-) Eyalet olarak hortum bolgesi icinde olsalarda cok uzun zamandir sehri sarsan bir vukuat olmamis. Bir sonraki yazimda muzeyi, sonrada Oklahima Joe'yu anlatacagim, benim geziler gordugunuz gibi oyle sehrin ansiklopedisini yazabilecek kadar bilgi icermiyor, cunku icindeki insanlarla daha ilgiliyim sanirim ama sundan emin olabilirsinizki gordugum, yedigim ve gezdigim herseyi paylasiyorum, zenciyi bile paylastim daha ne olsun degil mi? hahahaha!

Olcay, bu guzel hafta sonu icin, paylastigimiz degerli dakikalar icin, misafirperverligin, guler yuzun ve guzel sozlerin icin ne kadar tesekkur etsem azdir. Iyiki tanismisiz, iyiki gelmisim, sagol varol arkadasim :-) Eve geldikten sonra Howard Stern filmini bi daha seyrettik, kafama iyice kazinsin istiyorum, zor gunlerimde hep hatirlamak icin :-) Viken'de cok begendi!

Not: Bu yaziya basladigimda link vermek icin muzenin sayfasina girdigimde 22 Eylul'de Picasso'nun gelecegini ogrendim, hemen mesaj attim, 'bizim muzeye Picasso geliyormus diye', hemen havaya girdik goruyormusunuz :-)))))